Aşkta ve barışta her şey müşkül. Bunu anladım. Kim bilir belki de yanlış anlamışımdır ama ne anladın deseler bunu anladım derim. Geçen hafta yağan yağmurların yol yol izini taşıyan pencere camının ardından güneşli ve soğuk İstanbul’u izlerken bunu düşündüm.
Ne olduğunu anlamadan kış geldi. Her geçen sene, mevsimlerin birbirini izleyişini daha iyi idrak ediyorum. Zaman koşmaya başladı sanki. Bazen ürkütücü gelse de çoğu zaman hiçbir tepki vermiyorum bu koşuya. Yıllar yılları, günler günleri… Zaman, büyüleyici bir şey.
Bir sabah uyandık ki gene kış gelmiş. Gene. Bu kaçıncı kış. Üşenmeyip de gardıroba girişmeli, yazlıklarla kışlıkların yeri değişecek. Pikeyle yün yorganı değiştirene kadar üşüdüğüm gibi üşümeye devam edeceğim yoksa. Burnum, ellerim, ayaklarım hep soğuk.
Evi temizlemek lazım gene. Her şey gibi o da toz tutuyor çünkü. Kalkıyor, çöküyor, yer yer toplanıp yaklaşınca dağılıyor. Hareketsiz şeyler toz tutar ama toz hareketsiz değildir. Yıllar geçiyor, onların hareketi de bu. Toz tutuyoruz; tutunuyor ya da tutunamıyor ama tozlanıyoruz. Yıllar geçiyor, geçen yılların tozunu yutuyoruz.
Temizlikten sonra oturup çalışmalı. Bir işim olacak gibi duruyor yakın zamanda, onunla ilgili bir şey. Sürekli aklımda zaten ama kafamı toplayıp yazarak düşünmeliyim. Hiç düşünmezdim böyle bir iş yapacağımı. “Hayat zor diyorlar ya ayşec., değil aslında, tercih yapmak zor” dedi arkadaşım Gar Lokantası’ndayken. Bilmez miyim. Kendi cennetini de cehennemini de kendi elleriyle yaratıyor insan. Yıllar boyu her gün ağladıktan sonra bir gün mutlu olmaya karar veren ben değil miydim. Şimdi her şeyi bir kenara koyup bu işi yapmayı seçen de benim. İrade mevzubahis olunca amma kibirli oluyoruz. Seçtim. Ben seçtim. Bunu ben seçtim. Şimdiye dek burun kıvırdığım düzeni arzuluyorum. Arzulamakla kalmıyor, onu inşa ediyorum. Biraz ürkütücü, oldukça heyecan verici ama kesinlikle yeni, yepyeni bir şey bu benim için.
Güzel şeyler emek istiyor. Aşk ve barış her şeyden çok emek istiyor. Kendiliğindenlik, sandığımızdan nadir. Zor soruları rahatlıkla yapıp kolay sorularda takılan çocuklar misali güçlükle öğrendim bunu. Hala da öğreniyorum.
Kış güneşi gözümü aldığı için perdeleri aşağı indirdim. Sarı sıcak bir ışığın içinden uzaklara dalıyor şimdi gözlerim. Ölüm ve savaş haberleri içinden. Daha çok kan isteyen insanlarla göz göze gelmemeye çalışarak. Emek istiyor birlikte yaşamak.
Garip bir dinginlik peyda oldu bu aralar. Zaten git gide suskunlaşıyordum kaç zamandır. Bundanmış. Garip bir huzur kaplıyor içimi. Bir şeyler oluyor. Çok değil bundan dört beş yıl önce huzurdan hazzetmezken üzerine titriyorum şimdi. Çabalıyorum. Bir şeyler oluyor. Bir şeyler olsun diye çabalıyorum ve bir şeyler oluyor.