19 Haziran 2018 Salı

Çocuklar, Köpekler, Kırlangıçlar


Kendimi deniz kenarına attığım ilk sabah başladı. Küçük bükün sol ucundaki kayalıkların dibine, uysal dalgalardan iki karış öteye serdiğim havlunun üzerine uzanmış kitap okurken "Bak" diyen bir çocuk sesi işittim. Ses, neredeyse suratımın dibindeki bir oğlan çocuğundan geliyordu. Yine de "Babasıyla konuşuyor" diye düşünerek üstüme alınmadım. "Bak" diye yineledi ısrarla. Güneşten saçı sararmış, teni kararmış cılız oğlan çocuğu hiç oralı olmadığım halde benimle konuşuyordu. "Bak, deniz yıldızı. Çok küçük". Sahiden de minicik kırmızı bir deniz yıldızı duruyordu gösterdiği yerde. "Senin kadar" diye geçirdim içimden. Gülümsedim. "Yaşıyor mu?" diye sordum. Sorumu hafifçe kımıldanarak yanıtladı minik deniz yıldızı. "Bak yaşıyor, hadi onu denize at" dedim çocuğa. Hiç düşünmeden alıp denize yöneldi çocuk, tam atacakken durdu, üzerine basılmasın diye iskelenin altına doğru attı yıldızı. Çocukla bir daha konuşmadık.

Ertesi günü sabah erkenden babamla gittik küçük büke. O döndü, ben biraz daha kaldım. Bu defa da bir köpek dadandı. Yine. Ama ne köpek. Daha bir yaşını doldurmamış iri bir dişi. Uysal dalgaların süründüğü çakılların üzerinde, sahil boyunca koşuyor, sonra yarım daireler halinde zıplayarak hızla denize giriyor, bana kadar yüzüyor, etrafımda köpek balığı misali bir iki tur döndükten sonra sahile çıkıp silkeleniyor. İki saat boyunca hiç bırakmadı.

Çocuklar, köpekler, çocuk köpekler... Var, aramızda teklifsiz bir bağ var hepsiyle. Bugün de kırlangıçlar işte. Yok, onlar gelip beni bulmadılar da ben onların farkına vardım bugün, büyülendim. Hani neredeyse yanı başımızda akarcasına uçuşlarını dakikalarca izleyebilirim gibi geldi. Kimi zaman dalıp izledim de. 

Oysa ne saçma bir şeye üzülüp öfkelendim bugün. Ağrısı koluma vurdu, hâlâ geçmedi. Ama hayat var işte. Hep "Ölüm var" diyecek değilim a. Hayat var. Çocuklar var, köpekler var, kırlangıçlar var. Camgöbeği denizde balık sürüleriyle kovalamaca oynamak var, gün batımında içki yudumlamak var, içerken susup dalgaların sesini dinlemek var, ılık yaz yağmurunun altına girip saniyesinde sudan çıkmış balığa dönmek var. Güzel bir şeyler hâlâ var yani. İnsan unutuyor. Bir hatırlatma olarak buraya not düşmüş olayım.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder