23 Mayıs 2010 Pazar

Mor Menekşe, Minnacık Kadın ve Devin Güzel Elleri

Dedim ben yapmazdım diye, yapmam yapamam.

Kaderimi paylaşacaktı halbuki, acımasızdım, kararlıydım. Kaç gündür su vermiyordum kalbim büyüklüğündeki menekşeye. Yapraklarının bir bir kurumasını izliyordum. Can çekişerek ölmesini. Karşısına geçmiş izliyordum, kılımı kıpırdatmadım. Sağ yanımdaki sıklamen içinse çok geçti zaten.

Fakat dayanamadım işte. Dedim yapamam diye, yapamadım. Aldım konuştum onunla. “Bak” dedim “su vereceğim şimdi sana. Biliyorum hala ordasın, vazgeçmedin. Tanıyorum seni, biliyorum. Benim kadar bir şeysin küçük hanım. Mini minnacık bir kadınsın sen de. Vazgeçmezsin kolay kolay. Dev gibi adamlar vazgeçebilir ama biz geçmeyiz, değil mi? Haydi aç çiçeklerini, bana bak. Yaşayacağız, başka şansımız yok. Bana söz ver, tutunacaksın. Sen de bırakmayacaksın beni, söz ver. Sen bana söz verirsen, hayatı veririm ben de sana. Bırakmayacağım seni, gel bakalım..”

Mutfağa götürdüm, canını acıtmadan temizledim kuru yapraklarını. İçme suyu verdim, bir çırpıda içti. Birlikte diğerlerini suladık sonra. Sıklamen iyice pes etmişti ama kuru yapraklarını temizleyince minik yeşil bir yaprak çıkardı kafasını. Gitmemiş, saklanıyormuş sadece. Nasıl sevindim.

Menekşe hanımı da aldım masama koydum. Birlikte yazacağız bu tezi, öyle anlaştık. Onu öldürmeye kalktığımı bildiği halde affetti beni. Affetmek de denmez, anladı, bildi ki sevmek, yaşamak, severek yaşamak kolay iş değil, mücadele ister. O seni öldürse de seveceksin. Böyle bir şey bu. Biz öyle öğrendik. Biz öyle sevdik, değil mi Menekşe hanım? İçimiz kan ağlasa da açacağız çiçeklerimizi, değil mi? Bir seri katil kadar iyi bakamadığım zamanlar olacak sana, ama asla sevgisiz kalmayacaksın söz veriyorum.

Söz verme derdi halbuki, söz verirsen yapmazsın sen. Yanlış. Tutmayacağımı bildiğim için söz vermedim hiç, şimdiyse biliyorum. Sevgiden bol bir şeyim olmadı bugüne kadar, neden esirgeyeyim onu da? Hele de böyle küçük bir hanımdan?

Yok, yapamayacağım. Yapamam demiştim. Ben öyle kolay bırakamam, pes edemem. Değil mi ki tek hayat bu, biraz daha savaşmak ister. Tabi ne yapıyorsak aşkla sevdayla. Mesela Menekşe kalkıp kastetseydi canıma, betim benzim solsa, bir deri bir kemik kalsaydım da ah etmezdim. Etmezdim işte.

Gel bakalım küçük hanım, kaldık mı baş başa…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder