Leyla çok kadın bir insandır evvela.
Kendi haline bırakınca dalgalanıp durulan saçları bahtından karadır. Alnı akça pakça ve bir hayli geniştir. Gözleri pek iri olmamakla birlikte Gemlik zeytinini andırır, gülünce iki çizgi halini alır. Gülerken dişlerini göstermekten hoşlanmaz ama gülünce güler yalnızca, dişlerini unutur gider.
Burnu küçüktür, nefes alıp vermesine ancak yeter. Üşüyünce hemen buz keser. Dudakları bir kızıl goncaya benzer, ayrı bir cumhuriyettir dudakları. Öpüşmeyi sever, önemser. Namusunun iki dudağı arasında olduğuna dair çocukça bir inanışı vardır. Boynu ile gerdanı uzun ve beyazdır. Zaman zaman zarafetle çevirir başını.
El ve ayak bilekleri beyaz ve kalın, el ve ayakları ekseriyetle soğuktur. Isıtılmak için elbette.
Elleri ve ayakları küçücük olmakla birlikte kadınsı olmadıkları için sevmez elleri ve ayaklarını. Ama halhal takmayı sever çıplak ayaklı kontesa.
El ele tutuşmak 1 Mayıs gibidir nazarında. İki kişilik bir insan zinciridir el ele olmak, ortak bir mücadele için safları sıklaştırmaktır. Olanca saflığıyla inanır buna.
Halk arasında, sevilmek için doğduğuna ve sevilmenin müptelası olduğuna dair bir inanış mevcuttur. Zaman zaman kendi de inanır buna, sonra düşünmez olur.
Ehl-i keyif kadındır Leyla, şarkıların söylediği kadındır. İçince al al olur yanakları, içmeyi sever. Yaşlı meyhaneciler tanır onu ama rakı sofrasını kendi kurmak ister. Radyoyu açıp mutfağa girer, bir bir meze hazırlar. Zeytinyağından, sarımsaktan kaçınmaz. Rakının âlâsını, müziğin sanatlısını koyar baş köşeye. Öyle bir bakar ki insan anlamaz rakıdan mı yoksa Leyla'dan mı sarhoş olduğunu. Sabah kalktığında başı ağrıyorsa rakıdan, kalbi ağrıyorsa Leyla'dandır.
Leyla çok kadın bir insandır "ve insan kadın olunca her şeyi unutur yüreğinin içindekinden başka". Çok sever Leyla, hiç unutmaz. Bir sevdi mi hep sever. Kırılınca yüreğini kanatır kırıklar, duramaz. Pamuklara sarılmak ister ama nefessiz kalmaya dayanamaz. Sevince korkar kaçar önce, sonra sarılır sıkıca. Sarılmak kadınlığından değil insanlığından gelir. Tüm varlığı ile güldüğü gibi olanca varlığı ile sarılır insana. Dudakları öpülmek içindir yalnızca, konuşma işini gözleri yapar.
Çok akıllı bir kadın olmakla övünmez, değildir çünkü. Ama aptal yerine konmayı sevmez, kimseyi aptal yerine koymaz. İçinde ne varsa dilinde, yüzünde, gözündedir. Her söylenene inanır, söylediğine inanılsın ister. En çok ve sadece kendine yalan söyler.
Leyla ruhen İzmirlidir. Göz süzer, süzülerek yürür. Akıl almaz bir uyum içinde hareket eden dolgun kalçalarına topuk sesleri eşlik eder. Bir müzik vardır yürüyüşünde.
Leyla çok anne bir insandır. Bir çocuğu olsun ister, daha fazla sevebilmek için. Eşini her şeyden çok sever Leyla, uzun bir yolculuğun sonunda ona vardığını düşünür. Geçmiş bütün hesapları kapattığına, yapılması gereken bütün hataları yaptığına inanır. Suç ve cezaya da inanır; çekilecek çilesini çekmiş, mutlu olmaya hazırdır.
Leyla çok Leyla bir insandır. İnsanda huzur arar, insana huzur verir. Gülünce gözlerinin içi güler, hayat verir. Kalp yerine küçük bir serçe taşır içinde, çırpınır durur. Kendi haline bırakınca dalgalanıp durulur, şarkılar onu söyler, benzemez kimseye...
Kendi haline bırakınca dalgalanıp durulan saçları bahtından karadır. Alnı akça pakça ve bir hayli geniştir. Gözleri pek iri olmamakla birlikte Gemlik zeytinini andırır, gülünce iki çizgi halini alır. Gülerken dişlerini göstermekten hoşlanmaz ama gülünce güler yalnızca, dişlerini unutur gider.
Burnu küçüktür, nefes alıp vermesine ancak yeter. Üşüyünce hemen buz keser. Dudakları bir kızıl goncaya benzer, ayrı bir cumhuriyettir dudakları. Öpüşmeyi sever, önemser. Namusunun iki dudağı arasında olduğuna dair çocukça bir inanışı vardır. Boynu ile gerdanı uzun ve beyazdır. Zaman zaman zarafetle çevirir başını.
El ve ayak bilekleri beyaz ve kalın, el ve ayakları ekseriyetle soğuktur. Isıtılmak için elbette.
Elleri ve ayakları küçücük olmakla birlikte kadınsı olmadıkları için sevmez elleri ve ayaklarını. Ama halhal takmayı sever çıplak ayaklı kontesa.
El ele tutuşmak 1 Mayıs gibidir nazarında. İki kişilik bir insan zinciridir el ele olmak, ortak bir mücadele için safları sıklaştırmaktır. Olanca saflığıyla inanır buna.
Halk arasında, sevilmek için doğduğuna ve sevilmenin müptelası olduğuna dair bir inanış mevcuttur. Zaman zaman kendi de inanır buna, sonra düşünmez olur.
Ehl-i keyif kadındır Leyla, şarkıların söylediği kadındır. İçince al al olur yanakları, içmeyi sever. Yaşlı meyhaneciler tanır onu ama rakı sofrasını kendi kurmak ister. Radyoyu açıp mutfağa girer, bir bir meze hazırlar. Zeytinyağından, sarımsaktan kaçınmaz. Rakının âlâsını, müziğin sanatlısını koyar baş köşeye. Öyle bir bakar ki insan anlamaz rakıdan mı yoksa Leyla'dan mı sarhoş olduğunu. Sabah kalktığında başı ağrıyorsa rakıdan, kalbi ağrıyorsa Leyla'dandır.
Leyla çok kadın bir insandır "ve insan kadın olunca her şeyi unutur yüreğinin içindekinden başka". Çok sever Leyla, hiç unutmaz. Bir sevdi mi hep sever. Kırılınca yüreğini kanatır kırıklar, duramaz. Pamuklara sarılmak ister ama nefessiz kalmaya dayanamaz. Sevince korkar kaçar önce, sonra sarılır sıkıca. Sarılmak kadınlığından değil insanlığından gelir. Tüm varlığı ile güldüğü gibi olanca varlığı ile sarılır insana. Dudakları öpülmek içindir yalnızca, konuşma işini gözleri yapar.
Leyla ruhen İzmirlidir. Göz süzer, süzülerek yürür. Akıl almaz bir uyum içinde hareket eden dolgun kalçalarına topuk sesleri eşlik eder. Bir müzik vardır yürüyüşünde.
Leyla çok anne bir insandır. Bir çocuğu olsun ister, daha fazla sevebilmek için. Eşini her şeyden çok sever Leyla, uzun bir yolculuğun sonunda ona vardığını düşünür. Geçmiş bütün hesapları kapattığına, yapılması gereken bütün hataları yaptığına inanır. Suç ve cezaya da inanır; çekilecek çilesini çekmiş, mutlu olmaya hazırdır.
Leyla çok Leyla bir insandır. İnsanda huzur arar, insana huzur verir. Gülünce gözlerinin içi güler, hayat verir. Kalp yerine küçük bir serçe taşır içinde, çırpınır durur. Kendi haline bırakınca dalgalanıp durulur, şarkılar onu söyler, benzemez kimseye...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSil