13 Aralık 2020 Pazar

Çok Fazla Acı Var

Bir hafta önce bir kadın Twitter üzerinden bir yazarı ifşa etti ve onu hızla diğerleri izledi. Aynı erkekle ilgili, başka erkeklerle ilgili... Erkeklik ifşa oluyor; içine doğup hayatta kalmak için uğraştığımız bu lağım, bu bok çukuru... Biraz olsun görünür kılındığı için memnunum. Yine de Twitter'ı her açtığımda gördüğüm on paylaşımın dokuzunun bir kadının ifşası olması beni güçlendirmekten ziyade yordu. Günlerdir kaçmak için elimden geleni yapıyorum. Ancak derine gömerek yaşamaya devam edebileceğim, sağlıklı bir kadın gibi davranabileceğim şeyler var. Çocukluğu sekteye uğratılan milyonlarca kadından biriyim. İfşa etmek istesem adını bile bilmiyorum. Bir tek yüzü aklımda, keşke onu da hatırlamasaydım. Çoktan ölmüş olmasından başka hiçbir şey istemiyorum. Onun ve o diğer "amca"ların... Başka çocuklara zarar veremeden geberip gitmişlerdir umarım. 

Geriye hınç bile değil, ağırlıkla bu ölgünlük kaldı. Yaşayan bir organizma olarak, ölü bir parçamı, tamamen ölene dek kendimle taşımak zorundayım. Yasını bile tutmak istemiyorum artık, anımsamak istemiyorum. Anımsamak istemesem de her zerremde izi var zaten. Bundandır ki hiçbir erkeğe güven ihtiyacıyla yaklaşmıyorum çünkü erkeklikle maluller ama bu yüzden onlara acıyacak değilim. 

Belirli bir kesimin içine doğdum. Failler hep o kesimdendi. Yine aynı kesim içinde büyüdüm, yetiştim. Kendi baş etme mekanizmalarımı geliştirdim. Doğru yanlış, iyi kötü başa çıktım, ayakta kaldım. Biri oldum. Şimdi o kesimden erkeklerin canhıraş savunmalarını, saldırılarını, pişkinliklerini işitiyorum da... Yüzlerine tükürmek istiyorum.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder