15 Eylül 2016 Perşembe

The Palm Beach Story (1942, Preston Sturges)


The Palm Beach Story'yi izlerken "1942'de bunlar söylenebiliyor muydu" diyerek şaşırdığım yerler olsa da bir erkeğin zekasıyla, bir kadınınsa ancak fiziğiyle bir yerlere gelebileceği teması şaşkınlığımın ömrünü epey kısalttı. Buna rağmen, izlediğim dördüncü filminde Preston Sturges'ın komedi anlayışını benimsemeye başladığımı hissediyorum. Yazdığı (ve sonra yönettiği) senaryolarda döneminin normlarına meydan okuyan pek çok unsur, geçirilen pek çok laf var. Hatta diyalogların bu denli hızlı akmasının nedeni dönemin tarzının yanı sıra biraz da geçirdiği lafları arada kaynatmakmış gibi geliyor. Kaçırıp geri döndüğüm yerler oluyor. Kaçırmayıp yakaladığım halde sırf çok iyi yazmış olduğu için geri döndüğüm yerler de oluyor. Preston Sturges'ı geç buldum ama iyi ki buldum.


Tom Jeffers (Joel McCrea) ve Gerry Jeffers (Claudette Colbert)

Filmin konusu kabaca şu: Sınıfının üzerinde bir hayat süren evli genç bir çift var (Sullivan's Travels'dan Joel McCrea ve Capra harikası It Happened One Night'tan Claudette Colbert). Adamın bir projesi var ama parası yok. Kadın bir şey yapmıyor, o yalnızca güzel olmakla iştigal. Beş yıl boyunca adam ha başardı ha başaracak diye beklemiş, kocasını da seviyor ama bir noktada canına tak ediyor ve evi terk ediyor. Bir kadının bir adamı terk edişi bu kadar mı dramasız, hatta bu kadar mı absürt derecede komik anlatılır. Komikten kastım buz kutusu Joel McCrea'nin kadının arkasından koşarken donsuz kalması veya merdivenlerden yuvarlanması değil (McCrea'nin gözü yuvarlanmayı kesmemiş de Preston Sturges bir şey olmayacağını göstermek için önce kendisi yuvarlanmış!) Aslında komediden başka bir şey bu. Onlarca yüzlerce yıldır dram biçiminde aktarılmış durumları iyi bir mesafeden, serinkanlılıkla seyredip ele almak yaptığı şey. Kalemi de çok kuvvetli olduğu için tadından yenmiyor.




Film, evliliği ve boşanmayı çok hafife aldığı gerekçesiyle sansürün pek hoşuna gitmemiş. Hatta aslında filmin adı başta Is Marriage Necessary? (Evlilik Gerekli Midir?) imiş! Bence sansür iki baş rol oyuncusu arasındaki kimyadan da fazla hazzetmemiştir. Tesadüf olduğunu düşünüyorum ama yine Claudette Colbert'in oynadığı It Happened One Night'ta (1934) olduğu gibi bu filmde de zerre çıplaklık veya o denli direkt bir referans olmadan seyirciye müthiş bir cinsel enerji hissettiriliyor. Bunu yalnızca Joel McCrea'nin devadamlığı veya soğuk güzelliğiyle açıklamak imkansız. Capra da Sturges da cinsel çekimin basit mekaniğine hakim yönetmenler. 



Gable ve Colbert'in öfleye pöfleye oynadığı fakat sonra 5 Oscar'ı ve en önemli 5 Oscar'ı (En İyi Film, En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Yönetmen, En İyi Senaryo&Uyarlama) kazanan It Happened One Night'ta Capra, Colbert ve Gable'ın birlikte uyumak zorunda kaldıkları ("Clark Gable ile aynı odada uyumak zorunda kalmak" anlatım bozukluğu) odanın ortasına perde çeker. Hiçbir şey olmaz. Öte yandan, Gable faktörünü kesinlikle göz ardı etmeden perdeye hakkını teslim etmek gerektiği kanaatindeyim. "Dişe dokunur" hiçbir şeyin olmadığı bu sekans, bugün dahi, gördüğüm en seksi sekanslardan biri. Aslında bunu filmin tamamı için söylemek mümkün. 


Clark Gable ve Claudette Colbert Frank Capra'nın It Happened One Night'ında (1934). Direnmek anlamsız, tekrar izlemek için ölüyorum. Ayda bir kere izleyebilirim sanırım. 

Sturges'a dönecek olursak, yönetmenlik işinde biraz mükemmeliyetçi olduğu söyleniyor. Genel çekim içine sinmeden yakın planlara geçmiyormuş. Fakat asıl yazdığı senaryolar konusunda çok titiz olduğunu okudum. Oyuncu tek bir kelimeyi bile değiştirse bütün sahneyi baştan çekiyormuş. Bu filmdeki roller doğrudan belirli oyuncuların üzerine yazıldığı için çekimler çok rahat geçmiş. Bir tek Claudette Colbert'in rolü Carole Lombard için yazılmış fakat Lombard çekimlerin öncesinde bir uçak kazasında öldüğü için rol Colbert'e verilmiş. Lombard'ı bu rolde rahatlıkla düşünebiliyorum. Kaldı ki senaryoda vurgulanan göz kamaştırıcı güzellik Colbert'ten ziyade Lombard'da mevcut. Clark Gable'ın büyük aşkı.

Clark Gable ve Carole Lombard

Onun dışında Sturges The Maltese Falcon'ın (1941) yıldızı Mary Astor'la biraz sıkıntı yaşamış. Astor yıllar sonra "Bana göre değildi" diye yazmış çünkü Sturges'ın istediği tarzda konuşmayı kıvıramamış. Seri, tiz, uçuşkan. Bana kalırsa gayet iyi kıvırmış ama evet, bu rol ona ait değilmiş gibi.


Mary Astor, Humphrey Bogart'la The Maltese Falcon'da (1941)
Sağda, bir yıl sonra The Palm Beach Story'de.















Neyseciğime, Geraldine veya Gerry (Claudette Colbert) eşinden kaçarken "güzel bir kadın tek kuruş harcamadan istediklerine sahip olabilir" noktasını kanıtlamasına son derece uygun bir şekilde bir vagon dolusu milyoner amcanın arasına düşer. O trende John D. Hackensacker III de seyahat etmektedir ve adı, John D. Rockefeller'ın yandan yemiş versiyonudur. Hatta filmdeki yatının adı 'The Erl King' aslında "oil king" (petrol kralı) şeklinde telaffuz edilmektedir. Sonuçta Standard Oil'un sahibi Rockefeller bir petrol kralıdır. 


Filmde Rudy Vallee'nin söylediği şarkı.

John D. Hackensacker'ı dönemin radyo yıldızı Rudy Vallee oynuyor. Hatta en başta tüm senaryo onun üzerine yazılıyor. Şöyle ki, Preston Sturges bir gün sinemaya gidiyor fakat bir saat erken gelince bir önceki seansın sonunu izlemeye koyuluyor. O film de bir Rudy Vallee filmi. Gelgelelim Sturges filminde Rudy Vallee'yi oynatmak konusunda Paramount'u zor ikna ediyor çünkü Vallee ne kadar büyük bir radyo yıldızı olursa olsun daha önce çektiği filmler hep fiyasko olmuş. Neyse ki stüdyo ikna oluyor ve hatta Vallee'nin Sturges filmindeki performansı üzerine onunla kontrat imzalıyor. 

Director cameo: Preston Sturges, Colbert ve Rudy Vallee yattan indikten sonra Colbert'in eşyasını taşıyan adam rolünde. 


Boyu biraz kısa geldi ama yüz tutuyor. Valizleri taşıyan, yönetmen Preston Sturges.

Filmde anlam veremediğim tek şey Toto adlı tipti. Karakter değil, komik desen değil, hiçbir şey değil. İllaki bir yerde gereklidir, sonunda çok acayip bir şey yapacaktır diye bekledim ama hayır. Belki gerçek yaşamdaki birine göndermeydi, belki de sırf beklenti yaratmak için yaptı Sturges. Anlayan olursa bana da desin.


Soldan sağa Joel McCrea, Mary Astor, Preston Sturges, Claudette Colbert ve Rudy Vallee.

Bu defa kendime engel olmayıp filmden birkaç alıntı paylaşacağım (Alıntıları alırken evli çiftin adlarının birlikte Tom&Gerry olduğunu fark ettim. Resmen iki günümü aldı, Umut olsa şak diye fark ederdi):

Wienie King: Cold are the hands of time that creep along relentlessly, destroying slowly but without pity that which yesterday was young. Alone our memories resist this disintegration and grow more lovely with the passing years. Heh! That's hard to say with false teeth!

***

Tom Jeffers: So this fellow gave you the look?
Gerry Jeffers: At his age it was more of a blink.
Tom Jeffers: Seven hundred dollars! And sex didn't even enter into it, I suppose?

Gerry Jeffers: Sex always has something to do with it, dear.

***

John D. Hackensacker III: You don't marry someone you just met the day before; at least I don't.

Princess Centimillia: But that's the only way, dear. If you get to know too much about them you'd never marry them.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder