18 Nisan 2012 Çarşamba

Bahar Yorgunluğu

Edebiyatta amma kullanırlar bunu. Havanın durumu insanın ruh halini simgeler. Hava yağmurluysa karakter hüzünlüdür mesela, karlıysa soğumuştur hayattan. Peki fırtına çıktıysa bu ne söyler karakter hakkında, içinde fırtınalar koptuğunu mu? Çok bayat. 


İçinden geçip gittim fırtınanın, eve gelip uyudum biraz. Vapur seferleri iptal edilmiş, boğaz trafiği tek şeride indirilmişti ben uykuya dalarken. Ben uyurken de çatılar uçmuş, binalar yıkılmış. Kıyamet kopmuş, ben uyumuşum. Ofisin bahçesindeki masada çalışırken bir rüzgar vurmuş, ağaçlarımızdan kopan küçük beyaz taç yapraklar yağmıştı üzerimize. Fırtınayı bir öyle gördüm. "Çiçek yağıyor" dedim içimden, hayatı korunaklı bir arka bahçeden seyreden kadın olarak.


Bir haller var bu ara ama hadi bakalım. Midem yanıyor, elim ayağım titriyor, çarpıntım var. Bir bakıyorsun dokunsan ağlayacak, bir bakıyorsun ışıl ışıl. Sarhoş gibi, uykusuz gibi. Odaklanmakta zorlanıyorum. Eski ahşap bir sandalyeye oturup bıkkınlıkla bacak bacak üstüne atmış kendimi izliyorum dışarıdan. Omuzlarımdan tuttuğum gibi sarsasım var kendimi ama biliyorum ki "dur sarsma, daha kötü oluyor..." diyeceğim o zaman, "mevsimdendir, geçer". Bahar gelirken "buraya iki bahar fazla, hadi bana müsaade" der gibiyim. Oysa bahara benzerdim, Haziran'a döndüm çoktan. Dengemi istiyorum geri, bu halim bana yabancı...hava çok kötü bence.


Birkaç gün deliksiz uyusam geçecek gibi. Uyandığımda midemi sağlam, elimi ayağımı tutar ve aklımı yerinde bulacağım. Oysa kaç gün var ki olmadı öyle bir günüm. Kim bilir belki bundan. Her şey insana dair kızım ayşec., söz sanatlarını israf etme, tutumlu ol. 


Ne demişler, bahar yorgunluğu...ama tam diyememişler, bir bilememişler. Bahar yorgunluğu, baharın yorgunluğu. Her şey yeniden hayat buluyor, kolay iş mi? O ağaçları babam mı tomurcuklandırıyor, denizle bir olup göz alan güneşi doğuran ben miyim? Yorulmak baharın da hakkı. Yorgunluk bu hissettiğim. Bütün mevsimlerimin; kırkikindilerimin, buzlanan köprü ve viyadüklerimin, o viyadüklerden aşağı uçup gazete yerine karla kaplanışlarımın yorgunluğunu ancak bu bahar, bu ara duyar gibiyim. 


Bugünlerde hamamböceği gibi hissediyorum kendimi, güvenli ve sıcak bir kalorifer altına sığınıp çıkmayasım var. Devcileyin değil bencileyin bir böcek işte...


Bu bahar yorgunum, bu bahar yorgun işte. 



2 yorum: