bi siktirin gidin rica ederim
hani bazen oturup üşenmeden, öfkemizi yeterince soğuttuktan sonra tabi, olanca soğukkanlı analitikliğimizle, zaman zaman tutukluk yapsalar bile iş gören yadigar kavramsal araç gereçlerimizle, kutsal tanımayan eleştirelliğimizle, ne kadar post'lasak da "aklıselim" sahibi modernist rasyonalitemizle, kimseye açıktan yamuk yapmamaya azami özen göstererek, sakin sakin, eli yüzü düzgün, kimi zaman üç satırı geçse de grameri imlası yakışıklı cümleler kuruyor, bunları birbirine bitiştirip paragraflar oluşturuyor ve "çok mu uzun oldu, okunmaz mı" endişesiyle yayımlıyoruz ya... hah. işte bu bana çok saçma gelmeye başladı. absürt bir distopyada anlamlı bir iki kelam etmek için çırpınmak anlamını git gide yitiriyor. ne anlamı, hangi zemin. seviyemize sokayım arkadaş. atom fiziğini bilemem ama lanet olsun entelektüelliğe. atıyorum, yıllarını veriyorsun mesela. ister akademik, ister akademi dışı. sosyolojiden giriyor, siyaset biliminden çıkıyorsun. seçim barajı diyorsun, demokrasi diyorsun, temsil diyorsun, adalet diyorsun. lan en basitinden hak diyorsun, saygı diyorsun lan. binlerce sayfa dolusu fikir tepişiyor aklında, onları hale yola sokup anlatıyorsun derdini. adamsa orada gözünün önünde sıfır utanma, ultra pişkinlikle kedi diyor, girdi diyor. kedi diyor ya. ben atlatamadım hâlâ bu kedi travmasını. kedi dedi lan adam. yani demem o ki, hep beraber sigaraya yeniden başlasak bile nefesimizi daha yerinde tüketmiş oluruz. onca emekten süzülen kelamın yerine şöyle uzunca bir "eeeh" çektikten sonra ağız dolusu "bi siktir git lan!" desek kafidir kanımca. yetmiş iki punto. bold. siyah. times new roman. sonda, sayısı opsiyonel ünlem işareti. bu hiçbir şey. gerçekten. içimden geçen küfürleri dile getirsem kaptan hadok yanımda staja başlar. öyle.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder