13 Kasım 2011 Pazar

Tezel/Bir Düğün Gecesi


“İntihar etmeyeceksek içelim bari!”, Adalet Ağaoğlu’nun Bir Düğün Gecesi adlı romanının ünlü ilk cümlesi. Bunu yıllardır biliyorum ama ilk cümleyi aşıp da kitabı okumayı yeni başarabildim. İlk cümlesi ya da paragrafı bu denli etkileyici olduğu için yıllar boyu o ilk cümle ya da paragrafı aşıp da okuyamadığım kitaplar var. Misal, “[i]t was the best of times, it was the worst of times…” diye açılan A Tale of Two Cities.

1979 basımı kitabın fiyatı 125 Lira. Son satırın altına mavi dolmakalemle not düşmüş babam: 23 Haziran 1980 P.tesi _Beyoğlu_ 23 Haziran 1980… Henüz darbe olmamış, henüz Paris’te yaşamamış, henüz annemle tanışmamış. Beyoğlu’nda kim bilir neresi. Bilmek istemiyorum zaten; hayal etmek, tahmin etmek istiyorum. Çiçek Arif’in yerinde, Çiçek Bar’da mesela. Biraz tuzlu fıstık, biraz bira belki. Bir iş yeri, bir ev veya bir kahve de olabilir ama ben Çiçek Bar olduğunu hayal ediyorum.


Ne zamandır bir roman kahramanını bu kadar sevmemiştim. Neden olacak, yakın hissettim kendime. Romanı açan ilk cümlesiyle kanım ısınmıştı zaten, bu cümleyi kuran bir kadını sevmemem olanaksız. Okudukça daha da sevdim. Kitap bitmesin, Tezel gitmesin istedim. O konyağından bir yudum aldı, ben konyağımdan bir yudum aldım. “Geri kalmış ülkenin geri kalmış nihilisti!” derken haksızlık ettiğinin Ömer de farkında ya kadın nihilist, evet. Bu ve daha birçok şey için yanaklarından öpmek istiyorum Tezel’i.


Bir sinema filmi gibi akıp gitti 362 sayfa. Bittiğinde roman yazmak istiyordum. Yazabileceğimden değil ama istiyordum. Bu isteği uyandırması bile başlı başına güzel değilse ne. Bir gün bir roman yazarsam içinde “mağmum” kelimesini geçireceğim muhakkak. Nasıl ki ne vakit şu siteye baksam fotoğraf çekesim geliyor, işte aynı öyle bir heves. Belki bir gün sahiden yazarım. Hem bir şeye benzer, hem de o güne kadar yaptığım hiçbir işten almadığım kadar keyif alırım yazarken. Kim bilir. Belki benim de romanım toplatılır, hakkımda dava açılır. İşte o zaman daha da emin olurum doğru düzgün bir iş yapmış olduğuma. 



2 yorum:

  1. Evet 80 yılında Beyoğlu'nda Ağa Cami Sokak'ta oturuyordum ve Çiçek Bar'a çok sık giderdim ama orada bira içilmez rakı içilirdi...

    YanıtlaSil
  2. Ne güzel yapılırmış... Baba-kız gitsek biz de rakı içerdik.

    YanıtlaSil