Market arabasını ittiriyorum. Bisikletten sonra kullanabildiğim tekerlekli tek araç.
"Aracınızla mı geleceksiniz?"
"Hayır, oradan hangi otobüsler geçiyor acaba?... Anladım. Teşekkür ederim, görüşmek üzere."
Benden küçük, benden büyük; kibirli, kibirsiz bir sürü insanla görüşmeler yapıyorum. İstanbul'u bir baştan bir başa. İETT'yi hatmetmek üzereyim. Akbil en yakın arkadaşım. Ciddi görünmek en büyük iş. Kendimi hiç ciddi hissetmiyorum. Çakma plaza kadını gibi giyinmem bundan. Ciddi görüneyim derken çok saçma görünüyorum.
İşte aynı saçma kıyafetle ittiriyorum market arabasını peynir reyonuna doğru. Yorgun, bezgin ve uykuluyum ama uzun uzun alışveriş yapma huyum baki işte. O an ekran karlanıyor, değişiyor görüntü. Şimdiki halimin tam aksi, bir market arabasının arkasına basmış hız yapıyor reyonların arasında. Üniversitedeyim. Yalnız değilim. Çocuklar gibi şen, hatta hala biraz çocuğum... Varsın güvenlik görevlisi ters bakışlar atsın. Bize iki ters bir düz o zaman.
Şimdi istiyor muyum gene arabanın arkasına basıp hız yapmak? Basacak yer var mı diye bakıyorum gayriihtiyari. Yok. Olsa, görece tenha bir reyon seçip belki... Belki içkilerin olduğu reyonda inadına. Ben zaten hep inadına, hep inadıma. Bir dil peyniri, biraz ezine, biraz biberli yeşil zeytin...
Dışarıda hava ılık, ıhlamurlu ve sarı ışık. İçeride zaten hep aynı. Hep biraz sepya hayat artık. Yağmur yağmayacak, hayır. Yağsa da yağmayacak bundan sonra. Ekran hep karlı. Şu uyduyla oynasın biri.
"Aracınızla mı geleceksiniz?"
"Hayır, oradan hangi otobüsler geçiyor acaba?... Anladım. Teşekkür ederim, görüşmek üzere."
Benden küçük, benden büyük; kibirli, kibirsiz bir sürü insanla görüşmeler yapıyorum. İstanbul'u bir baştan bir başa. İETT'yi hatmetmek üzereyim. Akbil en yakın arkadaşım. Ciddi görünmek en büyük iş. Kendimi hiç ciddi hissetmiyorum. Çakma plaza kadını gibi giyinmem bundan. Ciddi görüneyim derken çok saçma görünüyorum.
İşte aynı saçma kıyafetle ittiriyorum market arabasını peynir reyonuna doğru. Yorgun, bezgin ve uykuluyum ama uzun uzun alışveriş yapma huyum baki işte. O an ekran karlanıyor, değişiyor görüntü. Şimdiki halimin tam aksi, bir market arabasının arkasına basmış hız yapıyor reyonların arasında. Üniversitedeyim. Yalnız değilim. Çocuklar gibi şen, hatta hala biraz çocuğum... Varsın güvenlik görevlisi ters bakışlar atsın. Bize iki ters bir düz o zaman.
Şimdi istiyor muyum gene arabanın arkasına basıp hız yapmak? Basacak yer var mı diye bakıyorum gayriihtiyari. Yok. Olsa, görece tenha bir reyon seçip belki... Belki içkilerin olduğu reyonda inadına. Ben zaten hep inadına, hep inadıma. Bir dil peyniri, biraz ezine, biraz biberli yeşil zeytin...
Dışarıda hava ılık, ıhlamurlu ve sarı ışık. İçeride zaten hep aynı. Hep biraz sepya hayat artık. Yağmur yağmayacak, hayır. Yağsa da yağmayacak bundan sonra. Ekran hep karlı. Şu uyduyla oynasın biri.
ben hala basıyorum arkasına. daracık raf aralarında bi kontrol ediyorum bakan var mı. 3 adım koşup atlıyorum üstüne. gittiğim 3 bilemedin 5 metre. kendimce gizli gizli çok çılgınım :O)
YanıtlaSilona ne şüphe :) bu hatırlayışı tamamlayan bir devamı var aslında ama yayımlayamadım onu. "yetişkinmiş gibi davranma" üstüne. basacak yeri olsa ben de atlardım herhalde ama kendimi o kadar yorgun hissediyordum ki istesem de halim yoktu..
YanıtlaSilolgunluk, yetişkinlik, çocukluk..ne kadar tartışmalı kavramlarmış lan bunlar. sabah sabah ayma :)
YanıtlaSilbelki bir gün yaşlanacağım ama asla büyümeyeceğim :)
YanıtlaSilbiz bu kavramları tartışırken yaşlanıp gideceğiz biliyorsun değil mi? hangisi neydi bi bok anlamadan direkt yaşlılıktan başlayacağız gibi geliyor. bak yaşlar kemale erdi, hala yetişemedik. sonra neden couger takılıyorsun. irdelerken atladık bi arayı, ama bünye devam etmiş yaşlanmaya. bak hala irdeliyorum. genciz lan daha! yetişmek için en aşağı 20 sene var önümüzde.
YanıtlaSilolm yetişmek, olgunlaşmak iyi güzel de daha az sıçıp batırsak keşke. bak onu da fark ettim bugün: her şey pürüzsüz olsun gibi bir manyaklığım var. aşk, iş, arkadaşlık...ne boksa artık. en ufak pürüzde stres oluyorum, sonra da o panikle kırıp döküyorum etrafı. adına da büyümek diyorlar ya bunun bsg'ler affedersin, sokayım öyle büyümeye de, olgunlaşmaya da.
YanıtlaSil20 sene sonra 50'mize yaklaşıyor olucaz bir de. 50. yazıyla elli.