Vasattan hallice bir tiyatro seyircisiyim malum. O yüzden affınıza sığınarak ve tüm iyi niyetimle bir oyun önerisinde bulunmak istiyorum.
Vasatı geçtim meymenetsiz de bir seyirciyim. Oyun interaktifse ve ben ola ki kendimi içeride bulmuşsam, gider en sote yeri bulup oraya konuşlanırım. Aynı performansı bir de B 14 amfisinde aldığımız istatistik derslerinde göstermişliğim vardır ki sayılarla olan mesafeli ilişkim göz önüne alındığında kamuflaj konusundaki hassasiyetim ve ciddiyetim anlaşılabilir.
Doğaçlama desen, gerilirim. Biri tıkandı tıkanacak, oyunun ritmi düştü düşecek... bana dert olur, derdimden seyredemem.
Geçtiğimiz Cumartesi akşamı hem interaktif hem doğaçlama bir oyun izlemeyi başardım! Tabi ondan önce yeri bulmayı başardık demeliyim. Kadıköy Sanat Tiyatrosu (KaST), Kadıköy Rıhtım'da Ada Kitabevi'ne girince üst, bir üst, onun da bir üst katında. Kitabevi üstü tiyatro... düşününce çok mantıklı.
Oynayan mürettebat istanbulimpro. Adından da anlaşılacağı üzere improvize (doğaçlama) oyunlar sergilemeyi kafaya koymuş bir ekip. 2007'de hazırlanmaya başlamış, 2008 başında ilk doğaçlama gösterileri "Ne Ala Temaşa"yı sahneye koymuşlar.
Anladığım kadarıyla diyorlar ki doğaçlama yalnızca bir hazırlık yöntemi değil, başlı başına bir performans türü, bir disiplindir. Ne yalan söyleyeyim, bana Happening'i anımsattı. Seyirci ve performans, sanat ve hayat arasındaki sınıra kasteden ve çoğunlukla çok disiplinli olan bu formun tarihi 1950'ler kadar geriye dayanıyor. Demem o ki aslında teorik olarak sıcak baktığım fakat pratikte yan çizdiğim bir mevzu. En azından şimdiye kadar böyleydi...
Ha salona girer girmez kendimi can havliyle en arka sıraya attım, atmadım değil ama ön sıranın bomboş olması da münferit bir vaka olmadığımı gösterir! Keşke olsaymışım, böylesi daha acıklı.
Sahnede 6 yönetmen, 6 oyuncu olmak üzere toplam 6 kişi yer alıyor. 6 da senaryo var ama seyirci yerini almadan senaryoları kimse bilmiyor. Size yalnızca 6 farklı türde oyun sergileyeceklerini söylüyorlar, hepsi bu. Olay nerede geçiyor, karakterler kim birlikte belirleniyor. Bu belirleme süreci de öyle "sen söyle bakalım!" şeklinde değil (improphobia? interactiphobia?) baya samimi, sıcak bir havada gerçekleşiyor. Zaten oyunun seyirciyi sarmasının nedenleri içinde oyuncuların yeteneği ve samimiyeti başabaş gidiyor.
Oyunlar aşama aşama gelişme gösterirken seyirci her aşamada bir senaryo ve yönetmeni eliyor. Ta ki bir yönetmen ve bir senaryo kalıp son senaryo da sonlanana kadar. 6 oyuncu sabit; oyun boyunca 5 oyuncu da yönetmenliği üstlenen oyuncunun doğaçlama yönetmenliğinde oynuyor. İlk etapta senaryoları bir bir birlikte kurduktan sonra oyun büyük oranda -eleme anları dışında- oyuncuların doğaçlamalarına kalıyor ki enfes olan da bu zaten. Belki de kendi ortaya attığınız karakterin sahnede nasıl evrildiğini izlerken acayip keyif alıyorsunuz.
Eğer istanbulimpro'nun bu oyununu 1. İstanbul Uluslararası Doğaçlama Tiyatro Festivali'nde seyretmediyseniz ki düşük bir ihtimal olduğunu varsayıyorum, seyrediniz. Doğaçlama tiyatrodan ben bu kadar keyif aldıysam aklıselim sahibi insan kim bilir ne biçim beğenir!
"Yönetmenin Seçimi" 1/8/22 ve 29 Aralık Cumartesileri saat 20:30'da Kadıköy Sanat Tiyatrosu'nda sahneleniyor.
Oyuncular: Burak Tamdoğan, Evren Duyal, Koray Tarhan, Zeynep Özyurt Tarhan, Evren Gülseven, Simge Günsan.
Not: Efendim yazılı kaynaklarda 6 olarak geçen sayı biz seyrettiğimizde 5 idi. Oyuncularda ufak bir değişikliğe gidilmiş olamaz mı, olabilir. Altılıyı görmedim ama oyunun keyfinden eksiltmediğine eminim diyebilirim.
Vasatı geçtim meymenetsiz de bir seyirciyim. Oyun interaktifse ve ben ola ki kendimi içeride bulmuşsam, gider en sote yeri bulup oraya konuşlanırım. Aynı performansı bir de B 14 amfisinde aldığımız istatistik derslerinde göstermişliğim vardır ki sayılarla olan mesafeli ilişkim göz önüne alındığında kamuflaj konusundaki hassasiyetim ve ciddiyetim anlaşılabilir.
Doğaçlama desen, gerilirim. Biri tıkandı tıkanacak, oyunun ritmi düştü düşecek... bana dert olur, derdimden seyredemem.
Geçtiğimiz Cumartesi akşamı hem interaktif hem doğaçlama bir oyun izlemeyi başardım! Tabi ondan önce yeri bulmayı başardık demeliyim. Kadıköy Sanat Tiyatrosu (KaST), Kadıköy Rıhtım'da Ada Kitabevi'ne girince üst, bir üst, onun da bir üst katında. Kitabevi üstü tiyatro... düşününce çok mantıklı.
Oynayan mürettebat istanbulimpro. Adından da anlaşılacağı üzere improvize (doğaçlama) oyunlar sergilemeyi kafaya koymuş bir ekip. 2007'de hazırlanmaya başlamış, 2008 başında ilk doğaçlama gösterileri "Ne Ala Temaşa"yı sahneye koymuşlar.
Anladığım kadarıyla diyorlar ki doğaçlama yalnızca bir hazırlık yöntemi değil, başlı başına bir performans türü, bir disiplindir. Ne yalan söyleyeyim, bana Happening'i anımsattı. Seyirci ve performans, sanat ve hayat arasındaki sınıra kasteden ve çoğunlukla çok disiplinli olan bu formun tarihi 1950'ler kadar geriye dayanıyor. Demem o ki aslında teorik olarak sıcak baktığım fakat pratikte yan çizdiğim bir mevzu. En azından şimdiye kadar böyleydi...
Ha salona girer girmez kendimi can havliyle en arka sıraya attım, atmadım değil ama ön sıranın bomboş olması da münferit bir vaka olmadığımı gösterir! Keşke olsaymışım, böylesi daha acıklı.
Sahnede 6 yönetmen, 6 oyuncu olmak üzere toplam 6 kişi yer alıyor. 6 da senaryo var ama seyirci yerini almadan senaryoları kimse bilmiyor. Size yalnızca 6 farklı türde oyun sergileyeceklerini söylüyorlar, hepsi bu. Olay nerede geçiyor, karakterler kim birlikte belirleniyor. Bu belirleme süreci de öyle "sen söyle bakalım!" şeklinde değil (improphobia? interactiphobia?) baya samimi, sıcak bir havada gerçekleşiyor. Zaten oyunun seyirciyi sarmasının nedenleri içinde oyuncuların yeteneği ve samimiyeti başabaş gidiyor.
Oyunlar aşama aşama gelişme gösterirken seyirci her aşamada bir senaryo ve yönetmeni eliyor. Ta ki bir yönetmen ve bir senaryo kalıp son senaryo da sonlanana kadar. 6 oyuncu sabit; oyun boyunca 5 oyuncu da yönetmenliği üstlenen oyuncunun doğaçlama yönetmenliğinde oynuyor. İlk etapta senaryoları bir bir birlikte kurduktan sonra oyun büyük oranda -eleme anları dışında- oyuncuların doğaçlamalarına kalıyor ki enfes olan da bu zaten. Belki de kendi ortaya attığınız karakterin sahnede nasıl evrildiğini izlerken acayip keyif alıyorsunuz.
Eğer istanbulimpro'nun bu oyununu 1. İstanbul Uluslararası Doğaçlama Tiyatro Festivali'nde seyretmediyseniz ki düşük bir ihtimal olduğunu varsayıyorum, seyrediniz. Doğaçlama tiyatrodan ben bu kadar keyif aldıysam aklıselim sahibi insan kim bilir ne biçim beğenir!
"Yönetmenin Seçimi" 1/8/22 ve 29 Aralık Cumartesileri saat 20:30'da Kadıköy Sanat Tiyatrosu'nda sahneleniyor.
iletişim: 0532 332 05 33
Oyuncular: Burak Tamdoğan, Evren Duyal, Koray Tarhan, Zeynep Özyurt Tarhan, Evren Gülseven, Simge Günsan.
Not: Efendim yazılı kaynaklarda 6 olarak geçen sayı biz seyrettiğimizde 5 idi. Oyuncularda ufak bir değişikliğe gidilmiş olamaz mı, olabilir. Altılıyı görmedim ama oyunun keyfinden eksiltmediğine eminim diyebilirim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder