11 Nisan 2019 Perşembe

Avare Mustafa (1961)

İki gün önce Jean-Paul Belmondo'nun 86. yaş günüydü. Ben de bu vesileyle Belmondo'nun adını ilk duyduğum, varlığından ilk defa haberdar olduğum filmi paylaşmıştım ve film bir Belmondo filmi değildi, bir Kemal Sunal filmiydi: Devlet Kuşu (1980). Dün, izlemeyi uzun zamandır ertelediğim bir filmi izlerken, o filmin Orhan Kemal'in aynı adlı romanının ilk film uyarlaması olmadığını fark ettim. Dahası 20 yıl arayla çekilen iki uyarlamanın yönetmeni de Memduh Ün.




1980 çevrimi Devlet Kuşu'nun aksine 1961 çevrimi Avare Mustafa bir dram. All-star senaryo ekibi Memduh Ün, Halit Refiğ, Lütfi Ö. Akad. Ayhan Işık'ın canlandırdığı Mustafa'nın benzetildiği aktör de Belmondo değil, önce Raj Kapoor (o yüzden "Avare" Mustafa), sonra Tyrone Powell. Mustafa'nın sevgilisi rolünde kendi sesi, annesi rolünde kendi annesiyle Fatma Girik. Mustafa'nın dost mu düşman mı belli olmayan iki arkadaşı Semih Sezerli ve Suphi Kaner. 




Mustafa, İstanbul'un yoksul semtlerinden birinde annesi (Muadelet Tibet), babası (Salih Tozan), iki kız kardeşi (biri Panter Emel olarak bildiğimiz Emel Yıldız) ve erkek kardeşiyle yaşamaktadır. Orta okul ikinci sınıftan "belgeli" Mustafa "bir baltaya sap" olamamış, kendisine yönelik beklentileri karşılayamamıştır. Esasen kendi kendinden beklentisi altında ezilen genç adam iki serseri arkadaşıyla birlikte boş gezmekte, her akşam içmekte, eve yalpalayarak gelmektedir. Öte yandan komşu kızı Aynur vardır. Aynur Mustafa'ya âşıktır, hayatı onunla birlikte göğüslemeye hazırdır, öyle ki "kız başına" Mustafa'dan daha sağlam durmaktadır. 

Bir gün Zülfikar Bey adında kalantor bir adam (Mümtaz Ener) gelip mahalleden bir arsa satın alır. Densiz kalantor, mahallenin küçük kara kartallarının top oynadığı bu arsaya apartman dikecektir. Salih Tozan ve ekürisi Osman Alyanak bu adama hemen yanlarlar. 

Zülfikar Bey'in eşini Halit Akçatepe'nin annesi Leman Akçatepe oynuyor. Fakat asıl sürpriz, daha doğrusu bugünden bakınca tartışmalı oyuncu seçimi Zülfikar Bey'in zengin, şımarık ve "kara kuru" çirkin kızını oynaması amaçlanmış olan Çolpan İlhan. "Amaçlanmış" diyorum çünkü 1980 çevriminde Müjde Ar'ın kardeşi Mehtap Ar'ın hayat verdiği Hülya karakteri burada ne şımarık ne de çirkin. Bu yakıştırmalar yetmezmiş gibi dönemin güzellik normları uyarınca Fatma Girik göz doldururken Çolpan İlhan "sıskalığı" nedeniyle film boyunca aşağılanıyor. Hal böyle olunca izleyicide ufak bir isyan hareketlenmesi oluyor tabi. (Yalnızca Çolpan İlhan değil Vahi Öz ve Faik Coşkun da alışılageldik karakterlerinin dışında karakterlere hayat veriyorlar.) Tamam belki biraz şımarık ama ne kasten ayırıyor sevenleri ne de Mustafa'ya sevgisi haybeden. Ben ikna oldum şahsen. 

Film açıkça sınıfsal analizi çağırdığı halde uzun uzadıya film analizi yapacak değilim, yalnızca filmin izlenesi olduğu kanaatindeyim. Bence sırf bir romanın dram ve komedi uyarlamaları nasıl olur görmek için bile izlenir. Belki bu ara pek gülecek halim olmadığından, belki Ayhan Işık insanın gözünü okşadığından, belki de 1960'ların Yeşilçamı bende ev hissi uyandırdığından bilmiyorum, dram versiyonunu daha çok sevdim. 

Keşke birlikte izleseydik. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder