13 Nisan 2019 Cumartesi

Baharçalan

Nisan yağmurlu geçiyor. Serin ve yağmurlu. Şikayet etmiyorum bundan, aksine memnunum havanın bana ayak uydurmasına. Oysa ilk iş perdeleri açardım evi mağara gibi bulunca. Yine de kapatmıyorum perdeleri. İçerim, dışarım, her yer karanlık nasıl olsa.

İlaç, sandığımdan çok işe yarıyormuş. Bir gün almayınca dengem şaştı. Acıma aydım daha doğrusu. Dün yeniden başladım o yüzden. Antidepresan mı, uyku ilacı mı, yoksa iddia ettiği üzere psikosomatik düzenleyici mi anlamadım ama her ne ise işe yarıyor demek ki. Gün içinde sersem gibi oluyorum, kafam pek çalışmıyor ama önemi yok. 

Nisan, mayıs... Bir yıl, sonra bir yıl daha... Beline kadar uzanan bembeyaz saçları örgülü bir kadın olacağım. Yine de yüzüme bakıp dehşet içinde "Hiç göstermiyorsunuz!" demeye devam edecekler. İçimde kalan sevgileri de göstermiyorum, görmek ister misiniz, dayanabilir misiniz? 

Dışarısı serin ve yağmurlu. Bu durum hiç ırgalamıyor beni. Bahara inanmıyorum çünkü. Ara sıra güneş açıyor, o arayla sıraya sarılıp "bahar" diyoruz bence. Bahar yok. Yalnızca duyduğum bu üşüme ve iç ürpertisi. Gün gelir farklı şeyler yazarım belki, o gün gelir umarım. Öfke ve merhamet doldurur içimi, başka hiçbir şeye yer bırakmaz. Değil mi ki ömür geçiyor, o gün de gelebilir pekâlâ. Fakat bu serin, yağmurlu nisan ayında üşüdüğüm kalacak. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder