7 Temmuz 2011 Perşembe
Muhabbet Kaptım
Dört sene evvel tam bu aralar bu tarihler bir gün aklımdan çıkacak mı acaba? bir doğum ve bir ölüm hayatımı değiştirecek bir karar verdim. Bir doğru ancak bu kadar yanlış yapılabilirdi. Bir doğru ancak bu kadar can acıtabilirdi. Zamanın sadece kendisi için geçeceğini ancak o kadar küçük bir kız düşünebilirdi. Çok fazla zaman geçti ama asla yeteri kadar geçemezdi. Uzak ve güzel bir ülkeydi arkamda bıraktığım adam, memleket gibi, ev gibi. İnsan ne kadar uzaklaşırsa uzaklaşsın hep içinde taşıyacağı bir yer. Döndüğümde her şeyin daha iyi olması için gidiyorum sanır insan, inanır. Kendi için, memleketi için daha iyi. Hiçbiri olmaz. İnsan yeteri kadar uzaklaşınca dönmek olmadığını anlıyor. Fethedilmiş topraklardan çok uzağa gitmek, çok yalnız kalmak gerekiyor. Bazen bütün yanlış yollardan geçmek de gerekiyor. Hem de kimse sana varacağın yerin bundan aydınlık ve ferah olacağını söylemediği halde. Doğrular ve yanlışlar bulanıklaşıyor yolda, kayboluyor. Kaybettim, kayboldum. Kaçtım, istemedim, sevmedim. Akılsız, değersiz ve severken bile nefret doluydu herkes. Memleketinden güzel yer olur mu insanın? Olmaz. En güzel yer bile daha güzel olamaz. Müreffeh bir hayat için olsa bile vatandaşı olamazsın başka yerin. Milliyetçiliğe inanmadığın halde doğup büyüdüğün toprakları sevmek gibi. Seni sevmeyen elmayı sevmek gibi. Sevmek çünkü ağır bastığından. Ama dört sene sonra ben çünkü en güzel en gerçek şeyin sevmek olduğunu bildiğimden yine bir karar verdim. Mutlu olmaya karar verdim. Artık mutlu olmaya karar verdim. Bunu artık, bunu çoktan hak ettiğime kanaat getirdim. Memleket, uzak ve güzel bir ülke artık. Hiçbir rayın sonu varmaz. Hiçbir yol beni oraya götürmez. Belki ara sıra düşer aklıma, dağlarına bahar gelmiş midir ya da yağmur yağıyor mudur? Bizi ıslatan yağmur bile aynı değil artık. Aynı yağmurda iki kere ıslanılmıyor. Şimdi, burada, artık mevsim bahar.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder