13 Mart 2013 Çarşamba

İstikamet Giresun

Heyecanlıyım ne yalan söyleyeyim. Saklayacak değilim.
Pazartesi gecesi otobüse bindiğim gibi sabah 6'da AŞTİ'deyim.
Tezel'i andım, yolda da layıkıyla anacağım.
Sonra oradan hocamla birlikte Çorum, Osmancık.
Osmancık'ta birkaç saatin ardından saha çalışması için nihai istikamet Giresun, Tirebolu.
Çok katmanlı bir heyecan bu duyduğum. 
Bir kere gitmek olsun yeter ki. Sadece gitmek, yolun hiç bitmemesini istemek...
Uzun yolculuklardan yorulacak, kök salmak isteyecek kadar olmamışım demek ki hala.
Uçağın havalanması da güzel ama gideceği yere hemen vardığı için sevmiyorum uçak.
Otobüs öyle mi, git babam git. Bir an önce gardan çıksın, şehirden çıksın diye benim kadar sabırsızlanan var mıdır acaba? Birine, bir yere varmak için de değil ha! Onu da biliyorum, işte o zaman hiç bitmez yol. Yol aynı yol ama bitmez, biliyorum. Bu dediğim gitmek için gitmek. Anlatması zor... tutku gibi, iptila gibi bir şey. Hep nefes alıp veriyor insan ama daha güzel nefes almak gibi.
Sonra Karadeniz'e gitmek. İlk saha çalışmam Artvin olduğundan (sene 2005) ilk göz ağrım Karadeniz. Uzun, yoğun bir sahaydı. Üstüne üstlük aşık olunca iyice unutulmaz olmuştu benim için... Aşık olmak da başka bir iptila işte.
Sonraki yıllarda Sinop, Kastamonu ve Samsun geldi. İşler mi bana geldi, ben mi onlara gittim hatırlamıyorum ama koşa koşa gittiğim vaki. Karadeniz'de bir şey var beni çeken. Deli deli bir şey, kendini özleten bir şey. Durup durup aklıma düşüyor denizi, dağları, dereleri. Karadeniz beni çağırıyor.
Saha demek yemek demek, neyse ki hocam ehli keyif adam. Yemek konusunda onun da benden yana sıkıntısı yok. Adana'da kurduğumuz sofra hala dilinde. Daha şimdiden sayıp döktü yol üstündeki yerleri ama vakit dar. Ah o vakitler ne zaman lazım olsa dar zaten. 
Söylememe gerek var mı bilmiyorum, önerilere açığım.

Giresun'a, Tirebolu'ya gidiyorum!..


Gitmek, "yollarda olmak" şarkım bile var:


Ben öyle sanıyordum ki insan yerine yerleşir yaş aldıkça. Oysa öyle şeyler var ki -biz onlara iptila diyelim- böyle yıllara inat sürgit peşinden geliyor. Anladım geçmeyecek. Bendeki bu küçük bir çantayla yollara düşme, daha önce nerede olmadıysam orada olma arzusu peşimi hiç bırakmayacak. Neyse ki gitmek kadar güçlü bir duygu dönmek bende. Ben hep dönerim. Er ya da geç ama dönerim ve daha güzel olurum döndüğümde. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder