Blog yazmaya başladığım zaman -yani geçen Mart, bu zamanlar- master'ımın tez aşamasındaydım. Nevizade görüşmelerim bitmiş, literatürüm taranmış, teorim henüz çökmemişti. Sürekli evde, bilgisayar başındaydım. Lüks addettiğim kaçamaklarım arasında online scrabble oynamak ve evi temizlemek başı çekiyordu. Pek insan görmüyordum. İnziva aşkım o dönemde kök saldı sanırım. Facebook, Twitter ve Blogger bana ideal oranda yalnızlık sağlıyordu. Herkesle mütemadiyen iletişim içinde fakat hep uzaktım. "Şu video çok iyi olm", "bu şarkıyı dinle bak", "şunu bi okusana", "şöyle bi olay var, gidek mi?"... Belli başlı arkadaşlarım sayesinde (siz kendinizi biliyorsunuz) burnumun ucunu çıkardığım oluyordu ama evim evim diye dönüyordum. Zaten ağzımı açtığımda tek konuşmak istediğim tezimdi. Onun dışında geyiğini yapabileceğim özel bir hayatım (herhangi bir hayatım) olmadığı için sahiden de baya "sıkıcı" olmuştum. Hala öyleyim ya neyse. İşte o dönem çok fena dadandım bu sosyal ağlara. Tez sürecimi orta yere serdim resmen. Makale aranıyor duyuruları, söylenme, sızlanma, homurdanma, sinir çöküntüsü, had safhada geyik, radikal özgüven iniş çıkışları... her birini küçük renkli post-itler gibi iliştirdim oraya buraya. Teşhir ya da paylaşma, stresle başa çıkma biçimim oldu. Olmuş. İçindeyken bunu bilinçli yapmıyordum elbette. Arkadaşlarımın yorumları, gaz vermeleri, katkıları, çevirdiğim geyiklere katılmaları bana sandığımdan çok güç verdi. Fiziksel olarak yapayalnız fakat internetin sunduğu imkanlar sayesinde sevdiğim herkesle birlikteydim.
Aslında bir arkadaşım bunu kendi bloguna konu etmeyi önerene kadar tez sürecimi bu denli afişe ettiğimi fark etmemiştim. Kendi tez sürecini de geride bıraktıktan sonra bugün benimkini yazmış sahiden. İşte o saplantılı kavramsallaştırmam, çıka çıka çıkan çıkarımım, tez hocama laf soktuğum elim belimde paragrafım, yazarken dinlediğim parçalar, yazdığım yer, tezle ilgili tweet'lerim...
http://neverbeenmodern.wordpress.com/2011/03/11/chronicles-of-a-masters-thesis/
iyice coştunuz ha.
YanıtlaSilhee coştuk, ne var.
YanıtlaSil