15 Mart 2011 Salı

Zaman Nasıl Geçer ki?

O değil de İnci Hoca’da taş gibi irade varmış. Mete’nin geçen bölümdeki tiradına can dayanmaz. İki gözyaşı döküp kaçarak iyi kurtardı kadın. Lan çocuk reşitse al hüviyetini götür belediyeye, bas nikahı…efendi görünümlü piç nişanlından evladır. En kötü ihtimalle yatırım olur. İleride iş çıkar o çocuktan, hisli misli yavrum. Biraz öfke kontrolü sorunları var ama “[r]iski olmayan hiçbir yatırım yoktur. Yani evinize Aygaz tüpü de o zaman koymamak gerekir veya bir doğalgaz hattı çekmemek gerekir veya ülkeden ham petrol hattının geçmemesi gerekir. Şimdi bunlar hangisi olursa olsun herhangi bir tehditle ya da saldırıyla karşı karşıya kaldığı zaman bunların az veya çok bir bedeli olur.” Yaa işte böyle İnci Hocam.

İnci: Artık tek başına olma zamanı geldi Mete, ne yapacaksan kendi başına yapacaksın. Artık ben yokum. Senin hayatından tamamen çıkıyorum. 
Mete: Çıkamazsınız. İsteseniz de çıkamazsınız. Beni çalıştırmazsınız, dersime girmezsiniz, koridorda karşıma çıkmazsınız, bu okuldan gidersiniz, bu şehirden gidersiniz, bu ülkeden gidersiniz ama (kafasını göstererek) buradan çıkamazsınız hocam, (kalbini göstererek) burayı terk edemezsiniz. Sizin yapabileceğiniz tek şey beni hayatınızdan çıkarmak olur. Bir tek bunu yapabilirsiniz. Ama siz hep benim hayatımda varsınız, hep olacaksınız.

Caroline’in kötü olmasıyla bir derdim yok ama o cırtlaklığı yok mu… Bir de bir kadın dudaklarını büzünce bu kadar mı çirkin olur. Takma kirpikler de olmasa bu kadını hiçbir şey kurtarmaz. Onların da kurtarmayacağı kadın az bulunur zaten. Hem tavan süpürgesi, hem çakal n’olacak!

Mesude’nin ise bundan daha çakal olmasını beklerdim, hayal kırıklığına uğradım. İntikam ateşi zeka yoksunluğunu telafi edebilecek mi bakalım. Adamı baştan çıkartmaya mı çalışıyor, Aylin’in hayrına acısını mı deşiyor belli değil. Ben kötünün zeki, çevik ve ahlaksızını severim.


Berrin Ahmet için, ben Berrin’in cildi için endişeleniyorum. Dizi ilerledikçe İzel’e evrildi kız. Gene de güzel ama kapatıcı dayanmıyor. Yüzü az daha ışık yansıtmazsa kız görünmez olup oyuncu kadrosundan çıkacak zaten. O değil de fena harcadılar Ahmet’in annesini. Ne güzel şeyler dediydi aşk ve devrim hakkında:Bak oğlum kendi devrimini gerçekleştiremeyen kişi, toplumun devrimini gerçekleştiremez. Devrim cesaret ister. Önce kendi içini değiştireceksin, bazı şeyleri. Sevdiğin kadınla yaşayamayacaksan bu dünyada niye yaşayacaksın ki. Başkalarına ne yaşatacaksın ki. En büyük devrim aşktır oğlum. Bütün devrimler aşkla başlar. Bütün devrimler aşka yol açmak içindir. Gerisi fasa fiso.” Emma Goldman gibi kadındı, fazla iyiydi zaten. Kalbinden vurulduktan sonra da konuşmak için epey vakti kaldı neyse ki.

Mete’nin aşkı tırt çıktı yalnız. İnci koridorda bir kere görmezden geldi diye rüzgarı tersine döndü paşamın. Ne oldu yuttun mu tiradını, bir tarafına mı kaçtı.

Balıkçıyı da Soner'i de geç, Süleyman’ın hastasıyım.

Haah, “o kadın kim” geldi Cemile’den. Bu iş bitmiştir. Cemile Karcı. Oldu bu iş, oldu.

Ali Kaptan’ın nasıl bir kafası var? Balıkçı gözünün içine baka baka rus ruleti oynadı, hepsini de kafasına sıktı, sonra da mermiyi eline verdi, tırsmadı. Ne zaman ki adamın Hikmet Karcı olduğu ortaya çıktı, kaptan pıstı. Adamın ölümden korkmaması korkutmuyor da mal mülk, para pul sahibi olması mı korkutuyor?!

Bu arada Ali Kaptan da şaka maka bir Ali Rıza Bey olma yolunda hızla ilerliyor. Adam ölmüyor. 

Kadın gitti parayı kürke yatırdı diye baya saydırdım ama helal olsun, kötü dediğin böyle olur işte. Caroline, bütün sarışınlara örnek olacak kadın vesselam. 


Paris'e gitmek de kâr etmiyormuş. Onu da anladık. Peki nasıl geçecek bu zaman? İlk defa doğru bir şey dedi Aylin. Hiçbir şeyin düzeleceği yok, paldır küldür yaşıyoruz işte. Ha şunu bileydin bacım. Gözlerini gözlerine dikip "düzelecek" diyen her mavişe inanıp kafayı adamın böğrüne yaslarsan olmaz o iş. Şarkıdaki mendille gözünün yaşını siler o ancak. Allahın karizmatiği. 



Geçen bölümden şarkı gelsin o zaman. 



3 yorum:

  1. Yazık...Güzel de yazıyordunuz...Allah Islah etsin ne diyeyim, sonu kötü bu gidişin.:))
    Ama Lütfen CAroline'e laf edip durmayın.İzlemesem de İngiliz soğukluğunun nadide eseri olduğunu biliyorum.:)

    YanıtlaSil
  2. Sizi hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm. Ne yalan söyleyeyim, tereddüt ettim ama sonra burada yapmak istemediğim tek şeyin kendimi kısıtlamak olduğunu hatırladım. "Güzel yazıyorum" (teşekkür ederim) ama dizi de izliyorum, izlerken de söyleniyorum maalesef. Bu da gerçekliğimin bir parçası.
    Hem İngiliz soğukluğunu ben de fazlasıyla takdir ederim fakat nadide eser olarak Colin Firth'ü düşünmüştüm ben :) Hem zaten Caroline'i canlandıran oyuncu da Alman.

    YanıtlaSil
  3. Yok dizi izlemeye değil eleştirim(Ayrıca neden eleştireyim ki bana ne değil mi?) fena kaptırılmış bir durum olduğundan-dı.
    Anlayın işte ilgi ve alakamı dizilerle.Alman mıymış hanımefendi? Olsun...Siz yine de ilişmeyin.:))
    COlin Firth de sizin olabilir.:))

    YanıtlaSil