1 Ekim 2010 Cuma

Ayşe'nin Mektubu

30 Eylül 2010


Sevgili yaşlı dostum,

Bugünlerde sizi fena halde özlemekten mustaribim. Neden, niçin bilmiyorum. Sorsanız söyleyemem. Öyle ihtiyaç duyuyorum şefkatinize, öyle arıyorum ki anlatamam.

Turgut ne vakit "Bilirsin ben hoyrat severim/ -Kendi fikrime göre, erkekçe.-/ Bir ağaç, bir bulut, bir kuş ve biz/ Ellerin ellerimde, ürkekçe..." dese, siz ve elleriniz geliyor aklıma. Sonra kendi ellerime bakıp, o koca adamın yüreğini bu küçük ellerle mi tuzla buz ettim diyorum. Oysa şüphesiz ki salt bir erkek değil, bir kadın da yapması gerekeni yapmalı yaşlı dostum. Ben de doğrusunu yapmış olmalıyım ki sevda masallarından arınmış, hafiflemiş hissediyorum kendimi. Sizi özleyebilecek kadar da alnım ak, içim ferah.

Her zamanki gibi lüzumundan fazla dürüst olup, sizi nasıl özlediğimi tam kestiremediğimi söylemeliyim. Sevgisini gösterebilen bir baba yahut hiç sahip olmadığım bir abi mi buldum sizde, kim bilir. Durup durup elleriniz geliyor aklıma. Muhakkak ki onlar çoktan bulmuştur ak güvercinlere benzeyen; uzun ince parmaklı çiftini. Öyle ya, hayatta her şey çiftini buluyor. Sizin vaktiniz de tamam sayılır.

Hatırlatmaya kıymak sayılmaz bu. Okuduğunuzu bilmek, yazmaktan başka çare bırakmıyor bana. Hem, ikimiz de biliyoruz zaten nisyanla malul kavmine mensup olmadığımızı. Yani ha yazmış ha yazmamışım, ne yazar.


Ah dostum...büyümek çok zor ve bitmiyor. Halbuki saçım biraz daha beyazlıyor her gün. Sanki herkes güzelce büyüyor da eline yüzüne bulaştıran sade ben. Öyle mi sahiden? Bilemiyorum. Az ila orta şekerli bir keyfiniz vardı ya hani? Bu gidişle demli bir çay olacağım ben de, iki şekerli. Fakat demimi almam vakit alıyor belli ki. Hatta vakit değil hayat alıyor adeta.

Son gördüğünüzden beri kilo aldım fakat çok daha hafifim maziye attığım demiri aldığım için... Şimdi fark ettim neden böyle iyiden iyiye aklıma düştüğünüzü. Tenten'lerimi karıştırıyordum geçen gün. Hepsinde siz varsınız, bin lombar. Bundandır ki Leyla Hanım'ın gündüz düşlerindesiniz yine, nisyana meydan okuduğum yerde.

Bütün kalbimle gülümsüyorum size. Hiçbir art niyetim yok. Eski bir dostu özlemek benimkisi. Nasıl da aşkla sevdayla kaybettik birbirimizi.
Sağlığınızın, keyfinizin ve huzurunuzun yerinde olduğunu umuyorum kuzum. Gözlerinizden öpüyorum.


1 yorum:

  1. sezgilerimin kuvvetli olmadığından yakınır dururum bir de..oysa bilmiyordum, okumamıştım fakat içime doğmuş evleniverdiği, sadece 4 gün önce. şu hayat dedikleri, sahiden ne tuhaf, vapurlar filan.

    bilseydim yazmazdım elbette. uygun olmaz çünkü, ayıp hatta. lakin bir kez yazmış bulunduğumu silmek de gelmedi içimden. varsayalım ki yaşadıklarımız gibi yazdıklarımızı da geri alamıyoruz, ne çıkar.

    YanıtlaSil